6 Şubat 2023'te Türkiye'nin güneydoğusunu vuran 7,8 büyüklüğündeki depremi takip eden gün ve haftalarda, şiddeti 5,5'i aşan binlerce artçı sarsıntı meydana geldi. Bu artçı sarsıntılar, yıkımı şiddetlendirirken, çökmüş veya ciddi şekilde hasar görmüş yaklaşık 200.000 göçük binanın altında mahsur kalan çok sayıda kişiyi arama-kurtarma operasyonlarını da yavaşlattı. Bu vahim manzara, bölgeyi etkisi altına alan ağır kış koşullarının da eklenmesiyle, büyük ölçüde çocuk, yaşlı ve korunmaya muhtaç diğer insanları olumsuz etkileyecek biçimde daha da vahim bir görünüm kazandı.
Suriye'nin kuzeybatısında, deprem ve şiddetli kar fırtınasının eklemlenmesiyle karayolları hasar gördü veya kapandı, elektrik kesintileri meydana geldi, telekomünikasyon ağları çöktü ve tüm bunlar arama-kurtarma çalışmalarına darbe vurdu. Türkiye-Suriye sınırı boyunca yaklaşık 750.000 kişinin çadırlara, derme çatma barınaklara veya yıkılan binaların kalıntılarına sığındığı tahmin ediliyor. Tahminlere göre toplam hasarın %81'i Türkiye'nin yaklaşık 6,45 milyon nüfusa ev sahipliği yapan Adıyaman, Hatay, Gaziantep, Malatya ve Kahramanmaraş illerinde meydana geldi.
Dünya Bankası, Türkiye'de okullar, hastaneler, telekomünikasyon ağları ve bayındırlık işleri gibi kritik önemi haiz üst ve altyapıların uğradığı fiziksel hasarın maliyetinin 34,2 milyar dolar olduğu tahmininde bulunuyor. Bu tutar ülkenin Gayri Safi Yurtiçi Hasılasının (GSYİH) kabaca % 4'üne denk gelmektedir.